ateş grubunun öncüsü olan Koç, adrenalin eskort samsun tanrısı Mars’ın has evladıdır . Eskimiş
kültürlerde modern bir yılın başlangıcı gibi
kabul edilen bahar ekinoksu –bizim coğrafyamızda kutlanan adıyla Nevruz, koç Burcunun da başlangıç günüdür. şimdiden Koç; "başlangıç" sıradan
aşağıda
aklınıza gelecek ne olursa hepsinin vücut bulmuş halidir! Heyecan, bilinmezlik, cesaret, samimiyet, deneyimsizlik, kararlılık, mücadele arzusu, kaygısızlık, kişisel tercihlere öncelik verme, otoriteye başkaldırma, uyumsuzluk, sabırsızlık, merak, tutku, kendine güven ve yola teslimiyet… Koç kafaya koyduğunu ne pahasına olursa olsun eden insanların burcudur! Koçlar kimseden yana ya da kimseye karşısında olmaya çalışmazlar. Onların yaşamları kendi tercihlerini hayata geçirmeye odaklıdır. Istemek ve etmek onlar için yaşamın ta kendisidir. önce yapar, düşünmeyi ise sonuç alma aşamasına bırakırlar. çoktan o aşamada da düşündükleri şey, yola takip yapmak yahut
engelleri ortadan kaldırmak için savayı ne yapabilecekleri olur. Siz onlara düşman olmadığınız ve yollarına çıkmadığınız sürece onlar sizi düşman olmazlar. Ayrıca zevkli
bir rekabetten hoşlanabilirler ve arkasında kötü niyet aramazlar. Ama sırf birini sevdikleri için, onun önüne geçmekten de kendileri alamazlar! çünkü onlara göre ömür
bir yarıştır ve kazanmak için gerekeni etmek normaldir… Sevdikleri, hoşlandıkları, gözlerine kestirdikleri, istek duydukları her meyveyi dalından yeni
yeni
koparıp elde etmek
ister, bekletilmekten, engellenmekten, hele de mahrum bırakılmaktan katiyen hoşlanmazlar. Onların olanı sonsuza dek malımsar ama birazcık
da kıymetini bilmeden davranır, kaybettiklerinin ise bir ömür peşinde olur ve kimseye yedirmemek için ellerinden geleni yaparlar. O yüzden Koç'ların nezdinde kıymetli olan azıcık
da peşinde koşulandır. Süratli
hareket etmeyi sever, içlerinde olanı da tutmaz hemencecik orada söyleyiverirler. O yüzden azıcık patavatsız ve boşboğaz oldukları bilinir. Ama yalanları dolanları pek yoktur… Kalp kırdıklarını siz söylemeden anlamaz, söylenince de ”ya Pardon!” demeyi elverişli sayarlar. çünkü onlar hiçbir şeyin üzerinde uzun uzun durmayı sevmezler. Ailelerine ve köklerine bağlıdırlar. Aidiyet duyguları güçlüdür. Kan bağına büyük değer verir, her şeyden vazgeçer ama ne olursa olsun yakın akrabalarından, hele de çocuklarından hiç bir zaman
vazgeçmezler. Uzağa gitseler de evlerine dönmeyi sever ve kendilerine güvenli bir merkez üssü oluşturmayı severler. Kendilerinden bildikleri şeylere el uzatılınca sertleşir, uzanan eli kesmeden ya da en azından ısırmadan kolay
etmezler. Evlerinde çocuk gibidirler. Tembellik eder, bakılmak, doyurulmak, şımartılmak ister, mızmız ve talepkar olmaktan adeta haz alırlar. üstelik hasta olunca da hiç çekilmezler. Burçlar içinde nezleden ya da burnunda çıkan sivilcenin zonklamasından ölen tek tür Koç’tur. Başlamayı bilir, bitirmekten korkarlar. Her şeyin ucunu açık bırakmayı, ve arka
döndüklerinde her herşeyi bıraktıkları aynı bulmayı severler. Huzurlarının bozulmasından, özel hayatlarına burun sokulmasından da hiç hoşlanmazlar. ”ne yaptın, ne mevsim yapacaksın, niye bitirmedin” benzer sıkıştırma ve sorgulamalar karşısında huzursuz olup kepenkleri kapatır, müdahale edilince suskun ve huysuz bir nur
bürünür ve kimseyi işlerine karıştırmazlar. aşk için yaşarlar. Kanlarının akış hızını yükselten insanları büyülemekten büyük bir haz alır ve gönül kazanmayı hayatlarının zaferi gibi
görürler. aşık olunca ışıl ışıl parlarlar. Romantizmden pek anladıkları söylenemez. Ama istek ettikleri kişiyi elde yapmak için son sınıf cömert ve gösterişli davranır, kaleye bayraklarını dikene dek
her türlü atraksiyonu yaparlar. Reddedilmeyi ise tam anlamıyla gurur meselesi içine
getirirler. Koç burcunun aşk hayatı Aşk onlar için temelde sekstir. Cinsiyet ilişkilerinde şehvetli, kuralsız, edepsiz, sınırsız, eh birazcık da sadakatsiz olabilirler. Ama onları tam anlamıyla memnun yapan
aşıklara tuhaf bir bağ ile bağlanır ve son sınıf de kıskanç davranırlar. Demek ki her Koç’un içinde bir kedi yavrusu yaşar. Ne seninle, ne de sensiz tadında ilişkiler onların en çok
tahrik oldukları durumlardır. Kaybetmenin kıyısında gezinmekten, risk almaktan, olay çıkmasına sebep
olacğ hareketleri dahi
dahi
yapmaktan adeta keyif alırlar. Ve sonunda her zaman keyifli karşılanmak isterler. Kendi rutinlerine pek bağlıdırlar ama başkalarının rutinlerine dahil bulunmak onları krize sokar! Dikkatleri rahat
dağılabilir. O yüzden özünü tekrarlayan değil, sürekli bir meydan okumaya dönüşen işler yapmaları gerekir. Bir şeyin direksiyonunda bulunmak onlar için bir tutkudur. Bile bisikletten başlayıp, uçağa dek motoru olan her herneyi kullanmayı ister, hız sınırını aşmayı da pek severler. üstleri yahut eşitleri ile değil, kuralları kendilerinin belirlediği koşullarda çalışmak ve tadını çıkarmak isterler. Hüküm aşağıda
çalıştıkları, başkalarına doğal oldukları süre
depresyona girerler. O yüzden patronlarına patronluk taslar, çalıştıkları şartda
şahsi sistemlerini kurup, krallıklarını reklam eder, sırf emir almaktan kurtulmak için, her herneyi kendileri düşünüp kendileri etmek üstelik
bir de üstlerine şahsi
vazifeleri değil
konularda akıl sağlamak
isterler. Rekabetçi oldukları için sorumluluk aldıkları mevsim sinirli ve gergin olur, eksik iş yapmaktan, başarısız olmaktan, kusurlu duruma düşmekten nefret ederler. Hem kendilerini hem de etraflarındaki insanları yer bitirirler. Yetersiz oldukları konularda kesinlikle arkalarını toplayacak birilerini bulur ve bir takım
şeyleri onlara yıkmaya bayılırlar. çalıştıkları ortamlarda despot davranırlar. Hata bulunca da, yapanı doğduğuna pişman ederler. öte yandan ekiplerindeki insanlara bununla birlikte
anda
kol kanat gerdikleri, sorunlarıyla ilgilendikleri, yardımsever davrandıkları ve onlara söylenen lafı kendisine söylenmiş kabul ettikleri için, garip bir fotoğrafda sevilirler ve güven oluştururlar. Ortaklıklarında ve evliliklerinde, kendilerini dengeleyecek insanlarla yanında
bulunmak isterler. Ustaca çekilip çevrilmeleri, proje gibi
ele alınıp çaktırmadan yönetilmeleri gerekir. Onlar kükreyince alttan alıp aynı yapıp, ardından
da gene
her herşeyi bildiği aynı eden partnerler onlar için idealdir. Bütün istedikleri "hayır" sözünü duymamaktır ve kılıfına uydurulmuş bir açıklama ile servis edilen şeyleri bir biçimde sindirirler. Ne dek
küstah ve bağımsız görünseler de, doğrusu
alıştıkları ve bütünlük duygusunu yaşadıkları insanları kaybetmek onları çok ürkütür ve son noktada kesinlikle
işbirliğini ayakta tutacak bir manevra yapmaya, beklenmeyecek bir ödün vermeye yatkın olurlar. çoktan Koçlar’ın arada bir hadlerinin bildirilmesine ihtiyaçları vardır! Koç burcunun ilişkileri Kaynak bulmak hakkında başarılı, istifade etmek
hakkında ise hedd tanımazlar! Ya o ya bu
kendilerine ya o ya bu
başkaların ait olsun, onların kullanım mesafesinde duran her herşeyi hızla tüketir ama şahsi kaynaklarını da başkalarının kullanımına açmaktan kaçınmazlar. Ne dek
bağımsız görünseler de, bağımlılık ilişkilerine yatkındırlar! Yapma deyince yapar, gitme deyince gider, ama git deyince dururlar. onlar yalnızca gitmek istediklerinde elverişli hareket alanına malik olabilecekleri dek uzun bir iple bağlanmak isterler. önceden deli damarları tutup erkeklerin enerjinizi tüketircesine davranmaya başladıklarında, kendini
birazcık
arka
çekmeniz yönünde olur. O vakit
sakinleşirler. çünkü kendilerini yapayalnız ve alışveriş yapacak bir candan yoksun bulmak onları pek rahatsız eder. Ne yapar eder, bir yaren bir yoldaş bulur, onunla oyalanırlar. Koçlar ilişkilerle öğrenen ve dönüşen insanlardır. Ilk gören bulunmak onlar için dayanılmaz bir zevktir. hedef koymayı, imkansızla uğraşmayı, kuralları hiçe saymayı, yenilikler icat etmeyi, herkesi hayret içinde bırakmayı, risk almayı pek severler. çünkü bu dünyaya bir şeyleri dönüştürme misyonu ile geldiklerine dair içsel bir bilgileri vardır. Koç, Mars’ın has evladıdır sanarak başlamıştık söze. Haritamızdaki Mars, hayatta kalma güdümüzdür. Içimizdeki savaşçıdır. Amacı saldırmak değil, varlığımızı sürdürmemizi sağlayacak manevraları yapmamızı sağlamaktır. Koçlar da birer savaşçıdırlar. Içinde yaşadıkları toplumları ayakta tutmaya ve harekete geçirmeye çalışırlar. doğrusu
onların en derin arzuları kendilerini adayacak bir amaç bulup o yolda ömürlerini feda etmektir! O yüzden birçok çılgınca işin aşağıda
onların imzaları bulunur. Eger Dna’larında taşıdıkları o fedai genini memnun edecek bir amaç bulamazlarsa, buldukları şeye sarar ve dibine dek
gitmeden bırakmazlar. Bu da hem onların güzelim enerjisini ziyan eder, hem de sardıkları şeye yazık olur. Koç buket
olan ünlüler Koçlar bulundukları alanlarda ilkleri yapmaktan ve baş güreşmekten haz duyarlar. Leonardo Da Vinci olarak
bir dahi, Tarantino, Tarkovsky, Coppola kadar
sıradışı yönetmenler, Verlaine ve Baudelaire aynı sosyal kurallara meydan okuyan edebiyatçılar, kulağını kesen ünlü ekspresyonist ressam Vincent Van Gogh, Eric Clapton kadar
bir rock ilahı, Herbert Von Karajan aynı bir orkestra şefi, ünlü feminist yazar Erica Jong, Steve Mcqueen, Christopher Walken, Alec Baldwin, Alec Guiness, Robert Downey Jr. olarak
ünlü aktörler, Ali Mcgraw, Bette Davis benzer değişik bir şey
yaratan hatun oyuncular, savaş sanatlarını sinemaya taşıyan Jackie Chan, Steven Segal aynı dövüş ustaları, bilinen Koç ünlülerinden bazılarıdır. Koçlar incelikli politikacılardan çok Bismarck, Krutschev, kadar
asker kökenli devlet başkanları ve Colin Powell olarak
kumandanlar çıkartırlar. Yalnız Amerikan özgürlük Bildirisinin babası gibi
bilinen Thomas Jefferson da bir Koç’tur. Koç adeta sürekli "ben varım" buyurmak için yaşar. öğrenmesi zorunlu ömür
derslerinden birisi
var bulunmak için uzlaşmak gerektiğidir. Koç öncü olmak ister. Yalnız kitleleri peşine takmak için, ne çılgın bulunmak yeter, ne de şehit olmak… En iyi liderler kitlelerin istek ve ihtiyaçlarını temsil etmeyi bilen ve onları hizmetkarı gibi
gören değil onlara özen edenlerdir. Dolayısıyla Koç’un özünü adayacak bir amaç ararken, onu desteklemesi ve sonuçlardan fayda görmesi beklenen insanların neye ihtiyacı olduğunu ve neye hazırlıklı olduklarını da dikkate alması gerekir. Koç’un bir zaafı da başarıyı kişisel hırs içine
getirmesidir. Bir mücadelede sonuç dek
araçlar ve yöntemler de önemlidir. Ara-sıra
Koçlar kendilerini kaybeder ve elde edilenlerin değerinden çok yine de büyük bedellere yol açan zaferler kazanırlar. Her Koç’un en büyük zaferi ötede şişkin olmaya pek müsait olan egosuna karşısında kazanacağı zafer olacaktır. Koç’ların kazanmaları gerekli en zorlu öğreti ise her şeyin onların istediği anda ve tam istedikleri fotoğrafda değil, evrenin büyük planına mütenasip anda
ve ihtiyaç duyulan fotoğrafda oluşacağıdır. Evden kaçan haylaz öğrenci, sabır, uyum ve teslimiyet derslerini aldığı zaman, herkesten hatta uzağa gitmek için çıktığı yolu bir usta gibi
tamamlayacaktır…